37

OverviewVersionsHelp

Facsimile

Transcription

Status: Complete

84
MEHMED HURŞÎD [PAŞA]

ta’yîn olunmuş ve bu me’mûr gördüğü hidmet mukâbilinde senede bir kerre hurma mahsûlâtı idrâkinde ashâb-ı bâğâttan birer mikdâr hurma alagelmişiken mu’ah haren bu me’mûriyetin temettü’ü anlaşılmağla tâlibleri zuhûr ederek maktû’an iltizâmına başlanılup, [123] bu sûretle vâridat hükmüne girmiştir. Tüfenkci-
başılık rüsûmu dahî orada tüfenkcibaşı nasb olunan adam etrâf-i kasabada sekiz feddân ya’nî sekiz çift zirâ’attan mu’âf tutulmak ve ahâlî-i kasabanın hakları olan sudan iska olunmak üzere ma’lâmü’l-mikdar arâzîden ibâret olarak bir bostan ve
bir soğan tarlası zer’etmek ve kasabhâneden yevmiye ikişer kıyye lâhm ta’yîni
almak ve erbâb-ı hâcâttan ve vukû’a gelen de’âvîden defʻ-i da’vâ sûretinde
insâfına göre alabildiği kadar akçe almak sûretiyle hâsıl olur bir vâridât olmağla bu dahî maktû sûretine konularak bedeli tüfenkçibaşı olan adam tarafından Sandık’a teslîm olunur bir vâridâttır. Mekkâreciyân maktû’u dahî usûl-i sâbıkta kasaba-i mezbûreye taʻyîn olunan mütesellimler beher sene Bağdâd vâlîlerine limon ve portakal ve turunç ve hurma gibi üç-beş katır yükü şey gönderdiklerinden anların masârif-i nakliyesi nâmiyle mekkârîlerin malik oldukları beher katır başına ikişer kırân alınmak mu’tâd olmuş olduğundan el-ân katırcıyândan ol sûretle tahsîl olunmak üzere maktûʻa rabt olunmuş bir vâridâttır. Resm-i de’âvî maktû’u dahî hukukdan alınagelen resm-i tahsîl ve bir de habse idhâl olunan adamdan orada alınması mu’tâd olan birer çarhî resimden ibârettir ki doksan para fî ile râyicdedir. İpek mahsûlünden südüs bedeli altıda bir hesâbiyle alınur ma’lûm bir şeydir. Rüûsü’l-füden çift başına alınur erbâb-ı zirâ’at vergisidir. Cıvalar bedeli bir evlek bostândan yarım çarhî olarak alınan rüsûmâttır. Nâm Tenk deresi maktû’u
kasabaya karîb olup başkaca iltizam verilür bir mahallin [124] hums mezrû’ât bedelidir. Bâğât-ı mevşî maktû’u dahî ashâb-ı bağâttan birisi mâlik olduğu bağın
mahsûlâtı bâlâda beyân olunan rüsûmât-ı mîriyyesine vefâ etmiyeceğini derk edüp kudretsizliğinden veyâ ahâr sebebten dolayı bağını terk ederek bir tarafa firâr edüp savişur ise mâlik olduğu nahlistân cânib-i mîrîye aid olduğundan bu makûle mîrîye kalmış bağların maktû’undan ibârettir. Müdirlere mahsûs rüsûmât-i mestûre dâhî mukaddemâ yerlüden nasb olunan müdirlerin vech-i te’ayyüşleriyçün sâ’ir muhassasâttan başka masârıfına medâr olmak üzere birer mikdâr bakla ve penbe ve bostân ve soğan ve sâ’ire zer’etmek ve bu mezrû’âta iktizâ eden su, ahâlînin
bâğât ve mezrû’âtına mahsûs sudan meccânen verilmek sûretiyle kararlaştırılmış
ve suyun azlığı senelerde müdîre ol şeyleri zer’ettirmeyüp ana bedel akçe vermek âdet olmuş olmasıyla rüsûmât-i mezkûre andan ibâret bir şeydir. İşte Mendelî’de sâ’ir yerlerde görülmemiş bir takım rüsûmât ve âlât görülmüş olduğundan onların zikri vâridâtının dahî derc ve imlâsına sebeb olmuştur. Bir de mahall-i mezbûr hudâd-ı Îrâniyye üzerinde olup ekser nükûd-i mütedâvilesi Acem meskûkâtından

Notes and Questions

Nobody has written a note for this page yet

Please sign in to write a note for this page