46

OverviewVersionsHelp

Facsimile

Transcription

Status: Complete

Ba‘zı Tafsilât

Bâlâda züvvâr esâmesinde mürakkam olan elli iki bin bu kadar nüfûs sıbyân
ve nisvândan başka yalnız büyük nüfûs zükûrdur ve bunların ağlebi atlu olup
piyâdeleri azdır. Katırcıların iki neferinde bir merkeb olarak yollarda münâvebe
tarîkiyle binerler ve hayvânât esâmîsi yekûnunda gösterilen altmış dört bin şu
kadar re’s hayvân züvvâr ve tüccârın binek ve yük hayvânlarıyla cenâze tahmil
olunan hayvânlardan ibârettir. Ve her iki cenâzeyi bir yük olarak tahmil ederler.
[135] Koyunları dahî fürûht etmek için getirirler, hamûle-i ticâret esâmesi
tahtında cem‘an gösterilen dokuz bin şu kadar yük kendisinden gümrük rüsûmu
alınmak îcâb eden yüklerden ibâret olarak züvvârın kendü nefslerine mahsûs gerek
râkib oldukları hayvânât üzerinde ve gerek başlıca hayvânât üzerinde yüklü olan
yükleri külliyyen hâricdir ve işbu züvvârdan her biri bir kaç günlük yiyeceği beksimad ve hayvânlarının yemlerini süvâr oldukları hayvânlara tahmîlen mümkün
mertebe berâberce taşıyarak bu sûretle Hânikîn ve civârında ve bu mahallerden
Bağdâd'a kadar uğradıkları mahallerde teb‘a-i Devlet-i aliyyeye ticâret ettirmemeğe
cehd ederler ve müccerred gümrük rüsûmu vermemek için zî-kıymet olan ipek ve
ana mümâsil şeyleri cenâze tâbûtları derûnunda gizlediklerinden başka gerek
Bağdâd'da fürûht etmek gerek ba‘zı ahbâblarına hediye vermek üzere gizledikleri
elma ve ayva gibi meyveleri de tâbûtların içine gizledikleri meşhûrdur. İşbu Acem
züvvâr ve tüccârı bu tarîkten bilâ inkıta' gidip gelirler ise de Gadîr-hum ta'bîr
olunan gün ki fahr-ı âlem sallallâhu aleyh-i vesellem efendimiz hazretleri teşrîf-i
dâr-ı bekâ buyuracaklarına karîb hacc-ı vedâ‘ da minbere su‘ûd buyurup "men
küntü mevlâhu fe-aliyyün mevlâhu ilâ âhirihî" hutbesiyle du‘â-yı meşhûru serd ve
îrâd buyurdukları gün olarak Zi’l-hicce ayında ve İmâm-ı Ali kerremallâhu
vechehu ve radiyallâhu anh hazretlerinin hilâfetleri gününde ve server-i gürûh-ı
şühâdâ hazret-i Hüseynü’l-Murtazâ radiyalâhu anh efendimizin nûş-ı şerbet-i
şehâdet buyurdukları aşr-ı Muharrem’de atebât-ı âliyede bulunmak üzere bu
eyyâm-ı [137] ma'lûmeye karîb günlerde kesret üzere gelürler. Hattâ bir iki mâh
zarfında elli bin kadar nüfûs geldiği vardır.

Tekemmüle

Defter mûcebince Acem teb‘ası olarak mahall-i mezbûrdan bir sene zarfında
Bağdâd'a mürûr eden nüfûs-ı zükûr elli altı bin kadardan ibâret görülmüş ise de
tahkîkât-ı vâkı’aya göre senevî yüz binden ziyâde nüfûs geçer imiş. Lâkin
karantina gardiyanlarının iktızâ-yı usûlleri üzere akşâm ezânında çekilerek bu
makûle mürûr ve ubûra nezâret ve dikkat eder kimse kalmadığından ve yaz
mevsimlerinde züvvâr ve sâ’irleri Hacı Kara ve Hânikîn'de kalmayup geceleyin

Notes and Questions

Nobody has written a note for this page yet

Please sign in to write a note for this page