99
"feddân" ziyâde zer‘ edeceği tarla içün müsâ'ade nâmıyla beher feddân başına
ikiyüzelli guruş i‘âne-i nakdiye demektir [146] olarak yarım tağar şa'îr vermek
üzere bir ortakcı bulup iktizâ eden tohum ol ortakcı ma'rifetiyle bi't-tedârik zer‘
olunur. Mahsûlâtın idrâkinde evvelâ "serkâr" ya'nî "ortakçı" tarafından verilen
tohum ba'dehû bâlâda zikr olunan demirci, dülger ve sâ’ir hademe hakları
çıkarılup gerü kalan mahsulâtın humsunu alır. Ve mâ-bâkîsi kıyâs-ı sabık üzere
beş hisse i'tibârıyla ikisi fellâh'a ve üçü mâl sâhibine kalır ve bu dürlü mezâri'aya
"Mutlak Usûlü" derler. Bu usûl dahî birden beş feddân'a kadar arâzî zer'inde câri
beş feddân oldukta beş feddân'ın birisi Mutlak nâmıyla Serkâr hissesi olup bakisi
yine beş hisseye taksîm olunarak üçü sâhib-i arzın ve ikisi Fellâh'ındır. İşte her
yerde bir gûne te'âmül olduğundan ma'lûm olmak için beyânına mübâderet
olundu.
Livâ-i Zuhâb
Zuhâb sancağı kâh Kasr-ı Şîrîn Emâreti ilhâkıyla ve kâh emâret-i mezkûre
tefrîk olunarak âtiyü'z-zikr tevâbi'i sâ’iresiyle öteden berü Bağdâd eyâleti
mülhakâtından olarak cânib-i Devlet-i aliyye'den yurtluk ve ocaklık veçhile
yerlüsinden birer zâta tevcîh ve ihsân oluna gelmiş bir sancak olup İranlu'nun anda
bir güne hakkı yoğiken Nâ’ibü's-Saltana Abbâs Mîrzâ günlerinde birâderi
Muhammed Ali Mîrzâ Süleymâniye mutasarrıflarından dolayı Bağdâd vâlîsi
merhûm Abdullah Paşa ile bozuşup binikiyüz yirmi altı târihinde Zuhâb sancağını
zabt eylemiş ve otuzsekiz târihinde beyne'd-devleteyn akd olunan Erzurum
mu'âhedesi muktezâsınca sâ’ir mahallerle berâber livâ-i mezbûrun [147] taraf-ı
Devlet-i aliyyeye reddi îcâb ederken her nasıl ise Kasr-ı Şîrîn ile berâber
reddolunduğundan evvelâ livâ-i mezkûrun eczâ-i mütemmimesi gösterilüp ba'dehû
ahvâl-i sâ'iresinin bast ve beyânına şürû' olunur.
Zuhâb'a Tâbi‘ Kazâ-i Dertenk Yâhûd Dertenk Mukâta'ası
Nefs-i Dertenk
Zerde karyesi
Yârân karyesi
Kânî-reş karyesi karyesi
Beşîve karyesi
Kal‘a-i Şâhîn nâm-ı diğer Kavrüvân nâhiyesi
Serpül nahiyesi
Deyre nahiyesi
olduğuna göre Bağdâd’ın bir tağar hınta yâhûd şa'îri otuzaltı keyl-i İstanbûlî'ye müsâvîdir. Musul tarafında beher kıyyesi yine dörtyüzseksen dirhem olmak üzere sekiz kıyyeye bir vezne ve yiğirmi vezneye bir tağar ıtlak olunur. Şimdiki mebâhisimiz Bağdâd eyâletine dâ'ir olduğundan bu mahallrrce vukû‘ bulan tağar ve ta'bîrâtı Bağdâd hesâbına tatbik olunmak lâzım gelmekle tavzîha mübâderet olundu.