48

OverviewVersionsHelp

Facsimile

Transcription

Status: Complete

95

veya türkü söylemek bilen var ise anlar dahî birlikte söyler, çalarlar. Ve raks ve
âhenk için verilen bahşiş bulundukları mahalde kendülerinden her kaç hâne var ise
cümlesi beyninde taksim olunur. Ve fi‘1-i şenî'den kazandıkları akçe ol fi‘l
sâhibesine mahsûs olmakla rağbetleri raks ve sazdan ziyâde ol fi‘l-i mekrûha
masrûfdur. Ve çünkü bunlar eben an ced müteselsilen ve fi ‘il-i şenî' nutfesiyle
hâsıl ve erzeli'l-ömre dahî ol sûretle vâsıl olageldiklerinden hiçbirinin pederi
ma‘lûm değildir ve vâlide kızını ve zevç karısını ve birâder kız kardaşım fi'il-i
kerîhden men' etmediklerinden başka müşterilerinin kesretiyle fahr ü mübâhât
ederler. Karılarının biri kendü erkeklerinden biri ile zinâ etmek indlerinde pek
büyük kabâhat addolunur ve duyulursa bu fi‘i1i irtikâb edenleri yek-diğerine tezvîc
ederler ve kabul etmeyecek olurlar ise katl derecelerine kadar tertîb-i cezâlarına
mübâderet ederler ve zevcleri kendi hidmetkârları makâmında bir deyyus olur.
Zîrâ âhar kimse kendilerini kabul etmeyeceğinden ve nefsü'l-emrde kendileri zevce
muhtâc olmayup mücerred mâlik oldukları hayvânâta bakmak ve yiyeceklerini
pişirmek ve esmân-ı [140] lâzimesi karıların kiselerinden olarak levâzım-ı
zarûriyyelerini peydâ etmek için tezevvüc ederler. Nisâlarının düzgün sürmekten
ve bâzâr-ı bed-girdârlarına revâc verecek sûretle endâmlarını tezyin eylemekten
gayrı hidmetleri yoktur. Yeni yetişen kızları evvel-emirde bir müddet-i mu‘ayyene
için mut‘a sûretiyle birine kapatma verip bikrini izâle ettirirler. Bu dahî ibtidâ helâl
vechile te’ehhül etmiş olsun deyü olmayıp ancak bu usûle ri‘âyet etmeseler civân
kızları onar yirmişer pâreden istiftâh ederek mevsim-i bahâr-ı hüsünlerinden
temettu' etmeksizin berk-i nev-resîdelerin bâd-ı hazân tehî destâne yağma
ettireceklerinde iştibâh olmadığına ve ömürde bir kerre ele geçmiş metâ‘-ı hüsn-i
anları tebâh olacağı meczûm idüğine mebnî kendilerini bu hasârdan vikaye
kasdından ibârettir. İşte ol sûretle mut‘aya verilmiş olan kızların müddet-i
mu'ayyeneleri inkızâsında tarafeyn biri birinden hoşnûd bulunur ise münkaziye
olan müddet-i mu‘ayyeneye bir mikdâr daha zam ederler. Yok tarafeyn bir
birinden arzusunu almış bulunur ise bir mukâvele-i hafîfeden ibâret olan ukde-i
istimtâ'ları münhal ve ol duhterin yed-i müstemti‘inde merhûn olan perde-i
fuhşiyeti fazîhat-ı kâmileye mübeddel olur. İrâniyân'ın en büyük hanları âşikâr
olarak bunlardan mut‘a kullanır. Mu‘ayyebâttan ma'dûd değildir. İşbu
sûzmânîyân'ın kıyâfetleri göbeklerine kadar gömlek ve ol boyda bir nîm-ten ve
üzerine cebken ve ayaklarına fistân giyerler ve bellerinden aşağısı kaba ve güzel
görünmek için bir fistâna kanâ‘at etmeyip müte‘addid fistânlar telebbüs ederler.
Hattâ bir karının bir vakitte beş-altı fistân giydiği olur. Raksları da [141]
güzeldir. Acem memâlikinin pek çok yerinde bulunur ise de asıl menba'ları Süne
nâm-ı diğer Senendec ve bir de Kirmân-şâhân şehirleridir ve bunlar tavâ’if-i sâ’ire

Notes and Questions

Nobody has written a note for this page yet

Please sign in to write a note for this page