49

OverviewVersionsHelp

Facsimile

Transcription

Status: Complete

96

misilü kara çadırlarla konar göçerler ve zikr olunan ef‘âl-i şenî‘aya me'lûfiyetle
beraber erkekleri ve kâr-ı mekruhtan arzûsunu almış olan koca-karılar namâz kılıp
ve Ramazân'da oruç tutarlar.

Hânikîn Sancağı Tevâbi‘inin Ahvâl ve Keyfiyyetleri

Livâ-i mezbûra tâbi' nevâhîden Bünküdre nahiyesinin mezrû’âtı âtiyü'z-zikr
Korete çayının Diyâle nehrine munsab olduğu mahal civârında Diyâle nehrinin
cânib-i yesârından müfrez ve Bâlâcû demekle ma‘rûf olan bir hark ile Hadrâ
nâmında dîğer bir hark sularından sulanır. Ve bu iki harkın her biri nice ufak
harklara taksîm olunur. Nâhiye-i mezbûrenin bir tarafı Diyâle nehri ve bir tarafı
Hânikîn muzâfâtından olan Dekke arâzîsi ve bir tarafı nefs-i Hânikîn ve Hacı Kara
ve bir tarafı Zuhâb'ın arâzî-i sâ’iresiyle mahdûd olarak vâsî‘ce bir nâhiyedir.
Aslında Zuhâb'a mülhak iken İranlu'nun istîlâsı vukû'unda Zuhâb İranlu
tasarrufunda kalmağla nâhiye-i mezbûre Bağdâd eyâleti dâhilinde kalmıştır. Ve
bunun kurâ-yı mahsûsası olmayup bâlâda muharrerü'l-esâme tâ’ifeler kara çadır
ile ikâmet ederler ve ba‘zan muvakkat olarak damlar dahî inşâ ederlermiş.

Nâhiye-i Mezbûrede Olan Âsâr-ı Kadîme ve Ziyâretler

Bünküdre nâhiyesinde âsâr-ı kadîmeden olarak Gavur Tepe demekle ma‘rûf
bir tepe vardır ki zâtında ebniye iken münhedim olup, tepe [142] şeklinde girmiş
olduğu nıfs zira' murabba‘ında ve dört beş parmak kalınlığında görülen
tuğlalardan istidlâl olunur. Ora sekenesi gavur vaktinden kalma bir eserdir derler
ise de aslında ne olduğu ve kimin binâ-kerdesi olduğu idüği ma‘lûm değildir.
Yerlülere lâzım oldukça ol tepeden tuğla söküp isti'mâl ederler. Bu tepe kazdırılıp
keşf olunsa derûnunda antikaya müte'allik ba‘zı şeyler bulunmak ihtimâli vardır.
Mezkûr tepeden dört yol vardır ki; birincisi, Dekke karyesinin arkasında vâki'
Mervârîd dağının tepeye karşı olan eteğine ve ikincisi, mezbûr tepeden Kolay nâm
karyenin yolu üzerinde kezâlik mezkûr Mervârid dağının eteğine ve üçüncüsü,
Şîrvâne nâm mahalle karşu Diyâle nehri üzerinde vâki' harâb köprüye ve
dördüncüsü, Hânikîn caddesinde Küçük Ak dağ eteğine kadar imtidâdları olup
her biri tahmînen beş zira' arzında iki tarafları mezkûr tuğlalar ile örülmüş ve
araları çakıl taşıyla doldurulmuş muhkem yollar oldukları rivâyet olunmuştur.
Zahir budur ki, nâhiye-i mezbûre bir çukurca mahal olduğundan yağışlıkta pek
çok çamur olmağla mezkûr tepe mahallinde olan ebniye sâhibi bu yolları
yapdırmış olmak gerekdir. Nâhiye-i mezbûrede İmâm Mehmed nâm bir zâtın
türbesi olup sâhib-i türbeyi mebrûk bir zât deyü i ‘tikâd ederler.

Notes and Questions

Nobody has written a note for this page yet

Please sign in to write a note for this page