178

OverviewVersionsHelp

Facsimile

Transcription

Status: Complete

105

aleyhi's-selâm zırh işlediği dükkândır deyü i'timâd edip bu akîdeleri üzerine
beynlerinde birine yemîn verdirilmek lâzım geldikte bir yere dâ’ire şeklinde bir
çizgi çekip içine üç aded taş ve bir hançer ve bir ağaç pâresi korlar çizgi ile taşlar
Hazret-i Dâvûd'un dükkânına ve hançer Hazret-i Ali'nin zülfikârına ve ağaç pâresi
mârrü'z-zikr Baba Yâdigâr ağaçlarına işâret olmak üzere "dükkân Dâvûd ve
zülfikâr Ali ve tûl-i sûz-i Yâdigâr neyzânim ve haberem nî" ya‘nî "dükkân Dâvûd
ve zülfikâr Ali hakkıyçün Baba Yâdigâr'ın yaş ağaçlarını kesmiş olayım bilmem
haberim yoktur". İşte içlerinden biri bu yemini edip de çarpılmaz ise indlerinde
yalan söylemiş olmak ihtimâli yoktur.

Zuhâb Sancağının Bakî Tevâbi‘i Olan Mahal

Şive nâhiyesi Serpül civârında vâki' Serpül gediğinden bed’ ile Tak-ı Kerrâ
[156] caddesininin dağa saracak mahalline kadar üç sâ‘at boyunda ve yarım ve
bir ve bir buçuk sâ‘at arzında bir ova olup zer' ve felâha ve aşâyir kışlağına elverir
bir mahaldir. Bu nâhiyenin mezrû‘un, Tâk-ı Kerrâ nâm mahalle varılmazdan
evvel, dağa saracak yerlerde kâ’in Zîc-i Pây-i Tâk nâm karye civârında Nevâ dağı
eteklerinden çıkan ve Mâhiyt bulağı demekle müte‘ârif olan bulak suyu ile idâre
olunur. Ve bu suyun fazlası Elvend nehrine dökülür. Kal‘a-i Şâhîn Zireygerân ve
Bâz-i Dirâz dağları beyninde sath-ı mâ’il olarak dört beş sâ‘at tûl ve bir-iki sâ‘at
arzında bir ova olup burası dahî zer‘ ve felâhâta ve husûsan aşâyir kışlağına
elverir bir mahal olarak bir kal‘a eseri dahî vardır. Nâdir Şâh'ın Bağdâd şehri
üzerine gelişlerinin bir def‘asında Tâk-ı Kerrâ caddesi Zuhâb mutasarrıfı
tarafından hıfz ve hırâset olunmuş ve bu cihetle oradan asker şevki düşvâr
görünmüş olduğundan caddeden sarf-ı nazarla arkadan Gâv-ı Revân dağından
aşarak Zuhâb ovasına inmiş ve ol sûretle Zuhâb'ın teshîrine muzaffer olmuş
olduğu Cihânkuşâ Târihinde mesturdur ki, Gâv-ı Revân Kal‘a-i Şâhîn'in nâm-ı
diğeridir. Serpül nâm mahal dahî Kal‘a-i Şâhîn ile nefs-i Zuhâb ve Beşîve
sahrâları beyninde Elvend nehri kenârında bir mikdâr sahrâ ve bir bâb kervânsarây
ya‘nî han ve bir kal'ayı hâvî mahal olup orada Elvend nehri üzerinde bir taş köprü
vardır. Hulvân şehr-i kâdîmi(1) bu mahalde imiş. Bu dahî asâyiş kışlağına ve cüz’î
zer' ve felâhâta elverir mahal olup Acem züvvârının memerridir. Deyre ve Küleyn
dahî Kal‘a-i Şâhîn civârında ve anın gibi birer nâhiyedirler. Geylân nâhiyesi
nevâhî-i mezbûrenin garb-ı cenubîlerinde vâki‘ ve Kal‘a-i Şâhîn nâhiyesinden

(1) Derkenar: Kâmus sâhibinin rivayetine göre metn-i sahîfede mezkûr Hulvân şehri sahâbe-i kiramdan Hulvân bin Umrân nâm zât-ı âlî-kadrin binâ-kerdesidir. Bu sûretde bu şehîr bânîsi ismiyle müsemmâ olup nehr-i mezbûr dahî şehre mensûben bu isimle yâd olunmakla el-hâletü hâzihî Hulvân şehri külliyyen harâb olarak yalnız zikr olunan köprü civârında ba'zı âsârı nümâyândır ve burası hıtta-i Irâk'ın mebde-i arzı i'tibâr olunur.

Notes and Questions

Nobody has written a note for this page yet

Please sign in to write a note for this page