182

OverviewVersionsHelp

Facsimile

Transcription

Status: Complete

109

derkârdır. Lâkin mezkûr Benküdre nahiyesi civarında öyle ahûr ve asker
ikâmesine mahsûs yerlere benzer hayli ebniye eserleri görülmüştür ve bu eserlere
tavîle ma‘nâsına olmak üzere Kürdler "havş-ı kürrû" ıtlak ederler. Gerek bıı
ebniyede ve gerek Kasr-ı Şîrîn harâbeleri kurbünde su olmadığından mârrü'z- zikr
su yolları bu yurtlara dahî su getirilmesiyçün buraya kadar temdîd olunmuşdur
denilebilir. Ve o misillü şeyler inşâsı dahî hayli kuvvet ve himmete menût ve
muhtaç şeylerdir. Merkûme Şîrîn, Medâyin hâkimi bulunan Hürmüz Tâc-dâr'ın
oğlu Hüsrev'in ma‘şûkası olduğu bunların hikâyelerine âşinâ olanlardan işidilmiş
ve meşhûr Ferhâd'ın ma‘şûkası da budur deyü haber verilmiştir. İrânîler bunların
aşkları beyânında manzûm ve mensûr nice te’lîfât ve hikâyât keşîde-i meslek-sütûr
etmiş iseler de ekserîsi hilye-i sıhhatten ârî olduğu hâlde mahall-i merkûme halkı
cümlesini sahîhan i ‘tikâd edip her-bâr anların sohbetleriyle ve harklarında
nazmolunan eş‘âr kırâ‘atıyla taklîb-i sahâ’if-i rüzgâr ederler. Kasr-ı Şîrîn'den
üçbuçuk sâ‘at mesâfede Zuhâb yolu üzerinde bir küçük dere içinde Hammâm-ı Ali
nâmiyle yâd olunur bir ılıca olup suyu otuzbeş derece harâretinde cüz’î kükürt
râyihaludur. Zuhâb ovasında olan Seyyid Sâdık bulağı suyu ve Dâlhû dağından
nüzûl edip [163] Zuhâb pîşgâhından mürûr eden ve Dereşîr nâmiyle m a‘rûf olan
Zuhâb çayı birleştikten sonra Hammâm-ı Ali ılıcası suyunun mecrasıyla dağlıklar
aralarından mürûr ederekten Koreto nâhiyesi sahralarına çıkar ve zikr olunan üç
suyun mecmû'un sahri-i mezbûreye çıktığı yerden Diyâle nehrine munsab
olduğu yere kadar Koreto çayı ismiyle yâd olunur.

Koreto Nahiyesinin Ahvâli

Emaret-i Kasr-ı Şîrîn dâhilinde olan Koreto nâhiyesi bâlâda zikr olunan
çayın iki yakasında vâki' ve ale't-tahmîn ikibin hân şenliğe mütehammil münbit
bir mahaldir. Eğerçi marrü’l-beyân Zuhâb suyu şûr olup ılıcanın suyu ile
ittihâdından sonra daha fenâlık kesbetmekte ise de nâhiye-i mezbûrede müte'addid
bulaklar olarak bunların nicesinin suları lezîz ve a ‘lâ olduğu rivâyet olunmuştur.
İran şeh-zâdelerinden Muhammed Ali Mîrzâ'nın Zuhâb ve havâlîsine müstevlî
olduğu bin yüz yirmi altı târihine gelince nâhiye-i mezbûrede müte‘addid kurâ var
iken o esnâda cümlesi dağılıp hâli kalmış ve elliyedi senesinden berû gerek
dağılmış ve taraf-ı Devlet-i aliyyede bulunmuş olan ahâlîsinden ve gerek Devlet-i
aliyyenin sâ’ir teb‘a ve aşâyirinden hayli haneler nâhiye-i mezbûreye giderek
orasını yeniden şenletmiş ve günden güne şenliği terakkî etmekte bulunmuştur.
Mahsûlâtı hınta ve şa‘îrden ibarettir. Benküdre'den başka emâret-i mezkûrenin
diğer tevabi‘i aşâyir kışlamasına sâlih sahârî ve mezâri'den ibâret olarak başlıca
vasfa şayan mahaller olmadıklarından tatvîl-i ebhâsdan [164] sarf-ı nazar olunup
Benküdre nâhiyesi dahi el-ân Hânikîn üzerinde olmağla zikri mürûr etmiştir.

Notes and Questions

Nobody has written a note for this page yet

Please sign in to write a note for this page