bagdad

ReadAboutContentsHelp

Pages

22
Complete

22

69 SEYÂHATNÂME-İ HUDÛD

vâki' Künciyâçem 1 ile Kavî nâm iki nehir beyninde kâ’in arâzî kezâlik kadîmden berü Benî Lâm tâ’ifelerinin yed-i tasarruflarında bulunup Fîlîler'in müdâhelelerinden vâreste olduğu halde Hasan Hân'dan sonra oğulları orada sâkin olup Benî Lâm tavâ’ifiyle berâber zer‘ ve felâhat eden Fîlî ra'iyyesinden baş parası olarak "sıdâ" îrâs etmekte oldukları tahkîk olmuştur.

Fîlî Aşâyirinin Ba‘zı Keyfiyyetleri Bâlâda zikr olunan Fîlî aşâyirinden ilk esâmede gösterilen on ikibin nüfûsu hâvi altı tâ'ife ile nihâyette yazılan Baclân ve Bîrân-âvend tâ’ifelerinin ba'zıları Devlet-i aliyyeye tâbi' Benî Lâm aşâyirinin bulundukları çöller ile Zorbatya ve Bedre 2 ve Mendelî taraflarına mücâvir Pûşt-ı Kûh taraflarında eğlenüp mâ'adâ Piş kûh taraflarında bulunurlar ve eğerçi aşâyir-i mezbûrenin dere ve terkîm olunan [100] mikdâr nüfûsu hâvî oldukları rivâyet olunmuş ise de mübâlâğadan hâlî olmamak gerektir. Aşâyir-i merkûmenin kâffesi Ekrâd olarak hemân cümlesi Fârisî dahî bilirler ve Fârisîce ve kendü lisânları olan Güranca okur-yazarları ve münşî ve şâirleri vardır. Hüleylân nâm mahalde sâkin ve ism-i mezbûra nisbetle yâd olan aşâyirin cüz’î mikdârı Şî‘î olup kusuru Nusayrî ve Aliyyü'llahî'dir. Ve işbu Nusayrî fırkası lâhm-ı hınzîri helâl add ederler. Hüleylânî aşîretinin kadıları makamında Âhûnd'ları ya'nî Molla'ları olup izdivâclarında kız ile oğlan veyâ karı ile anı alacak olan herîf ol Âhund'a varup tezvîc edeceklerini ihbâr ve ifâde ederler. Mezbûr Âhûnd dahî bir balta alup oğlan ile kızı bi'l-istishâb ol civârda kâ’in ve Zerdelâl ismiyle ma'rûf olan dağ üzerinde Merdelâl isminde bir ağaç vardır ki, ılı alı liirbc resminde divâr ile örülmüştür. Âhûnd işbu ağacın yanına varup yedinde olan balta ile ol ağacı dürtüp "Zerdelâl Merdelâl nikâh-ı dûne ârâ-yı kürre helâl" 3 deyüp bununla nikâhları mün'akid olmuş olması cümle âdetlerindendir.

Bağdâd'a Tâbi' Cessân ve Bedre ve Zorbatya Karyelerinin Ahvâli Cessân karyesi ba'zı coğrafya kitâblarında Cesnân imlâsıyla mürakkam mahaldir ki Dicle nehrinin sâhil-i yesârında vâki' Kûtü l-Amâre nâm kal'adan dokuz on sâ'at mesâfe cihet-i şarkîde olup şimdi tahmînen üçyüz hâne mikdârı

1 Derkenâr: Cihân-nümâ'da mestûr Cengûlc kal'ası ve Köşk i Gazanfer nâm mahaller Püşt-i Kûh kıt'asında vâki' mahallerdir ve Âf-tâb çayı dediği su dahî "heft-âbm" lâfzından tahrîf olunmuş olup nehr-i mezbûr ol civârında kâ’in Heft-âb dağlarından çıkup ovaya düşdükte Künciyâcem ismini ahz eder. Ve fi'l-hakîka bu suyun yedi menba' olduğu mühendisler ve ma'rifetiyle mesâha verişim olduğu sırada görülmüştür. 2 Derkenâr: Bedre nâm mahalle Bâdrâlî denildiği, Mendelî'ye Mendelçîn dahî derler. 3 Derkenâr: Âhund'un ağacı dürtdüğünde söylediği sözlerin ma'nâsı: Ey Zerdelâl dağı ve Merdelâl ağacı, kızın oğlana nikâhı helâldir, demektir.

Last edit over 3 years ago by serraokumus
23
Complete

23

70 MEHMED HURŞÎD [PAŞA]

şenliği hâvî olarak bu mikdâr hânenin altmışı asıl yerlü ve kusûru öteden beriden gelüp yerleşmiş kesânındır. Mahall-i mezbûr merhûm Dâvûd Paşa'nın Bağdâd vâlîliğine kadar daha ma‘mûr iken vâlî-i müşârün-ileyhin ve halefi Ali Paşa merhûmun eyyâm-ı hükûmetlerinde vâki‘ olan [101] zulüm ve te‘addîden nâşî harâbe yüz tutmuş ve hemân bütün bütün hâlî ve mu‘attal kalmak derecelerine varmış olduğu halde Necîb Paşa merhûmun vâlîliğinde oralarda Tanzîmât-ı Hayriye usûlünün icrâsı ve mezâlim-i sâbıkanın ref‘ ve imhâsı cihetiyle sâye-i şâhânede yine ma'mûriyete rücû‘ eylediği yerlüleri mu‘teberânından işidilmiştir ve Tanzîmât-ı Hayriyye vaz‘ ve icrâsından derecesiz teşekkür etmekte bulunmuş idiler. Fakat Benî Lâm aşîretinin ve orada bulunan başıbozuk neferâtının te‘âddîlerinden şikâyet etdiler. Karye-i mezbûre cesîmce bir mahal ise de hânelerinin hiç birinde memşâ olmadığından ve bir de hâne ve zokak tathîri ne demek olduğunu ahâlîsi bilmediklerinden gayri karye-i mezbûre etrâfında miyâh-ı râkide tekevvününden ufûnetler peydâ olmasıyla eyyâm-ı sayfda hastalık eksik değildir. Cesîm mahsûlatı hurma olup hınta ve şa‘îr ve daru ve penbe dahî zirâ‘at ederler ve hubûbâtlarının ağlebi şa‘îrdir. Bedre karyesi ki coğrafya kitâblarında Bâdrâbî imlâsıyla dahî yazıldığı görülmüştür. Cessân karyesinin üç sâ‘at mesâfe şark-ı şimâlîsinde vâki' ve tahmînen altıyüz hâne şenliği ve iki bâb câmi‘-i şerif ve bir kahvehâne ve bir kaç aded bezzâz ve bakkal ve demirci ve na'lband dükkânları vardır. Dükkânlarının ekserîsi hânelerinin altında mağaza şeklinde olup bilmeyen görse de dükkân olduğunu fark edemez. Bu karyenin cânib-i şark-ı şimâlîsinde olan Milebâzân ve Vervâd dağlarından gelen ve bâlâda zikri mürûr eden Künciyâçem ve Kâvî çayları evvelâ Mahlat nâm mahalde yek-dîgerine kavuşup ba’dehû Bedre kasabasının pîşgâhından cereyân eder. Ve kasaba-i mezbûre çayın sol tarafında, çayırın boyunca [102] binâ olunmuş tûlânî bir karyedir. Hurma bağları ve sâ’ir bağçeleri güzel güzel ma'mûrca bir mahaldir. Her türlü meyvesi vardır, ve gül ağaçları olmadığı halde vâfir bülbülleri olarak bu hayvânlar ne aşkla nağmehân-ı elhân oldukları anlaşılmamıştır. Bu karyenin dahî ağlep mahsûlâtı hurmadır. Envâ' meyvesi mebzûl olduğundan başka kök boya ve sisam dahî hâsıl olur. Hınta ve şa‘îr ve Arabistân'a mahsûs olan bir nev' daru ve âdî daru cinsinden dahî hâsıl olup bu daruyu Urbân tavâ’ifi itmek yapup tenâvül ederler. Bedre karyesinin hurması gayet a ‘lâdır. Hattâ Dersa‘âdet'te "Yenice Tütünü" nâmiyle pek çok tütün sattıkları gibi Bağdâd ve havâlisinde dahî Badrayî hurma deyii hayli hurmalar satarlar. Zorbatya karyesi, Bedre karyesinin ikibuçuk sâ‘at mesâfe şarkîsinde vâki' tahmînen üçyüz hâneyi hâvî bir karye olup bunun dahî bağ ve bağçesi ve sâ’ir mezru'âtı Bedre karyesi gibidir. Fakat işbu Zorbatya karyesi dağlara daha karîb olduğundan havâsı Bedre havâsından cüz‘î serin ve

Last edit over 3 years ago by serraokumus
24
Complete

24

71 SEYÂHATNÂME-İ HUDÛD

mu'tedilcedir. Zorbatya'da hayli Acem teb’ası tavattun etmiş ve hâvi olduğu hânelerin bir sülüsü Acem teb‘asının tasarrufuna geçmiş ise de ahâlî-i kadîmesi gibi vergi vermek veyâ tekâlîf-i şâkkada hemhâl olmak misillü kat'an bir muhassenâtı olmayup usûl ve nizâm-ı Devlet-i aliyyenin hilâfı olarak temekkül-i emlâk eylemiş olduklarından mâ‘adâ bir semeresi olmadığı tahkîk olunmuştur. Zikr olunan üç mahal bâlâda muharrer Kâvî ve Künciyâçem çayları sularıyla idâre olunur. Şöyle ki evvelâ Künciyâçem çayından Zorbatya'nın idaresine vâfî büyücek bir hark ifrâz olunup kusur suyu Kâvî çayının suyu ile [103] birleşdikten sonra tabî‘atıyla Bedre pîşgâhında olan mecrâsına cârî olur ise de bu çayların ikisi mecmû‘undan Cessân'a giden hark ki Cessân Şâhası derler, ahz olunup Cessân'a akıdılmıştır. Bâkîsi dahî üç kısma münkasim olarak birine Dâsnî harkı derler ki Bedre karyesinin değirmenlerine gider: ve birine Müzeybile harkı derler ki mîrî mezra'alarına gider. Ve biri dahî hurma bağlarıyla bağçelere taksim olunup fazlası mecrâ-yı tabî‘îsiyle Cessân hevrine munsab olur. Bu suların mecmû'u şûrca olup fakat Müzeybile harkının suyu diğerlerine nisbetle lezizcedir. Mahall-i mezbûrenin sularıyla arâzîsi mîrînin olduğundan mîrî tarafından zer‘ olunan mahallerden başka sâ’irlerin tasarruflarında olan arâzî mahsûlâtından südüsü ya‘nî altı da bir alınur ve işbu Bedre ve Cessân ve Zorbatya karyelerinin bir kalem olarak senevî bedel-i iltizâmları yüz altmış bin guruş nakid ve yüz tağar hınta ve yediyüz tağar şa‘îrden ibârettir. Mahall-i merkûme ahâlîsinin kâffesi ehl-i İslâm ve ekserîsi Şâfi‘î ve bir mikdârı Şî‘îyü'l-mezheblerdir. Bunların mücâvirleri bir tarafdan Ekrâd ve bir tarafdan Urbân oldukları halde kendü lisânları Türkçedir. Ve hem-civârlarıyla ihtilâfları olmak mülâbesesiyle Fârisî ve Fârisîye karîb Kürdî ve Arabî dahî tekellüm ederler. Bu ahâlînin kâffesi çalışkan adamlar olup bütün ömürlerini zer‘ ve felâhat ve mümkün olan ticârete sarf ederler. Ne fâ’ide ki bâlâda beyân olunduğu üzere Dâvûd Paşa ve husûsan halefi Ali Paşa mefhûmların günlerinde gördükleri zulüm ve te‘addîden aşurı rahnedâr olmuşlardır. Ez-cümle Ali Paşa zamânında ilerü gelen vücûhları bi-gayr-ı hakkın birer bahâne ile habs olunup kayd-ı [104] habsden afv ve ıtlâkları tahammüllerinden ziyâde kat' olunan cerîmenin te’diyesine ta‘lîk olunduğundan çâr ü nâçâr mutasarrıf oldukları bağ ve bağçelerini satılığa çıkarup kendü hemşehrîlerinden ise mübâya'a zî-kudret kimse kalmadığından mahall-i mezbûreye mücâvir Pûşt-i Kûh’da sâkin İran'a tâbi' olan mârrü'z-zikr Fîlî aşâyiri Zorbatya ve Bedre bağlarından hayli emlâk mübâya'a edip merhûm Necîb Paşa zamanında bir mikdârı ahâlî tarafından bi'l-mübâya'a istirdâd olunmuş ise de kusûru el-hâletü hazihî aşâyir-i mezbûrenin tasarruflarında bulunmuştur. Mahall-i mezbûrede İmâm Mûsâ ve İmâm Ali ve Kerbelâ-yı Mu'allâ atebât-ı âliyesine mevkûf hurma eşcârı olup bu evkâf

Last edit over 3 years ago by serraokumus
25
Complete

25

72 MEHMED HURŞÎD [PAŞA]

ağaçlarının ba'zısı yerlüden âhar kisânın tasarruflarında olan bağlar içinde vâki' olmağla onlar bağ sâhibinin sâ’ir ağaçlarıyla berâber sulanup oldukça neşv ü nemadan kalmamakta ve ba'zısı birer müstakil bağ derûnunda olduğundan ve lâyıkıyla idare edecek kimsenin yed-i idaresinde olmayarak Bağdâd Evkâf Müdürleri ma'rifetleriyle emâneten şöylece idâre olunduklarından sene-be-sene harâb olmaktadırlar. Bu cihetle bunların âhar şeyle istibdâli veyâ bir kaç senelik olmak üzere birden maktû'an tâliblerine ihâleleri icrâ olunsa ma'mûriyetlerine sebeb olur. Garîbe: Mahall-i merkûme ahâlîsinin i'tikadlarına göre bu yerlerde üç merhale mesâfede vâki' Acem tasarrufunda olan Manşit dağında Çel-i Abdâlân nâm bir makam olup ziyâret içün oraya gidenler her kangı [105] mevsimde olur ise olsun tâze soğan ve tâze nohud bulup dilediği kadar alıp tenâvül eder ve ordan âhar mahalle götürmek içün çıkarup alır ise mahall-i mezbûreden aşağı indikte ol soğan ve nohud âdetâ ota münkalib olur.

Zorbatya Civârında Olan Memlâha Zorbatya'ya karîb Külek nâm dağın önünde kâ’in Kişt-nüvîz nâmıyla ma‘rûf olan tepeler arasında a'lâ bir memlâha vardır ki dağdan nüzûl eden yağmur suları memlâha-i mezbûrede terâküm edip bir müddet durmağla tuz müstehîl eden tuzu oradan alırlar. Kış mevsimlerinde Fîlî aşâyiri yağ ve peynir getirip tuza tebdîl ederler. Zorbatya'nm yarım sâ'at mesâfe şimâlîsinden cereyân eden ve Şûrâb ismiyle ma‘rûf olan tuzluca su memlâha-i mezbûrenin ayağıdır.

Zorbatya ile Mendelî Kasabası Beyninde Olan Tarîk ile Tursak Harâbesi Zorbatya'dan Mendelî kasabası oniki sâ'atten ziyâde çeker mesâfede olup bu iki mahal arasında olan tarîk Pûşt-i Kûh'dan ma'dûd ve her biri birer isimle ma'rûf dağlar eteklerinden geçer. Esnâ-yı berf ü bârânda dağlardan nüzûl edip bu yol üzerinde olan derelerden cereyân eden suların kâffesi şûrdur. Zorbatya'nın yedi sâ'at mesâfe şimâlîsinde Urbân beyninde Tûrsuh ve lisân-ı Türkî'de Tursak denilür bir mahal olup mahall-i mezbûrda fi'l-asl [106] toprak ve ba'zan tuğla ebniyeli bir kasaba var imiş. El-yevm harâb olarak yurdları durur. Tursak tepesi de Bâlâ nâm mahalden çıkıp mahall-i mezbûra cereyân eden ve Tursak çayı demekle arîf olan çayın cânib-i yemînine çayın çıkdığı boğaza iki sâ'at mesâfe mahalde çökmüş ebniye yığındısından ibâret ve on dakîka muhîtinde bir tepedir. El-hâletü hâzihî Tursak çayının yemîn ve yesârından bir hayli harklar açılup Benî

Last edit over 3 years ago by serraokumus
26
Complete

26

73 SEYÂHATNÂME-İ HUDÛD

Lâm aşâyirinden ba'zı tava’if oralarda zer' ve felâhat ederler ise de Benî Lam aşîreti şeyhi tavâ’if-i mezbûreyi ol mahalden kaldırıp kendüsüne ittibâ'an diğer tâ’ifelerle berâber gezdirmek kasdında olduğu ve bundan maksûdu oraları hâlî kalıp istediği gibi mahall-i mezbûr ve havâlîsini cevelângâh—ı gürûh-ı yağmakerân etmekten ibâret idüğü istihbâr kılınmıştır. Dicle nehrinin Kurne'den bed' ile Kûtü'l-Amâre nâm mahalle kadar iki yakasında olan tavâ’if yazılmış olduğundan mahall-i mezbûrdan Bağdâd'a varınca kezâlik nehr-i mezbûrun iki yakasında olan tavâ’ifin mahall-be-mahal zikr ve beyânına şürû' olunur.

Kûtü’l-Amâre'den Diyâle Nehrine Kadar Dicle Nehrinin Cânib-i Yesârında Olan Tavâ’if Mezkûr Kûtü'l-Amâre'den Selmân-ı Pak hazretlerinin türbe-i şerîfelerine varınca Dicle nehrinin cânib-i yesârında Şemmer Tûka aşîreti sâkin olarak bu aşîret birkaç tâ’ifeden mürekkeb olduğuna ve her bir tâ’ifenin makarr-ı mahsûsları bulunduğuna binâ’en başka başka tâ’ifeleriyle sâkin oldukları mahallerin esâmeleri tebyîn olunur. [107] Evvelâ Kûtü'l-Amâre’den Şemmer nâm mahalle kadar hâne/aded 400 es-Sıd'ân tâ’ifesi olup rivâyete göre bu tâ ’ife üçyüz süvârî ve bin piyâdeye bâliğ olur. Eli ayağı tutar nüfûs-ı zükûru hâvîdir. Ve bunların yüz elli hânesi mikdârı deve ve at kısrak besler bedevî olarak ikiyüz elli hânesi koyun ve kara sığır besler ve zirâ'at ider Şâviye sınıfındandır. Sümmer nâm mahalden Debûnî nâm mahalle kadar hâne/aded 200 Hecâbile tâ’ifesi olarak bunların ağlebi Şâviye ve cüz’î mikdârı bedevîdir. Oradan Zelce nâm mahalle gelince hâne/aded 200, Delâbiha tâ’ifesi olarak cümlesi bedevîdir. Oradan Deyr nâm mahalle değin hâne/aded 500 Dâver tâ’ifesi olup bunların cümlesi Şâviye'dir. Oradan Kutînne nâm mahalle kadar hâne/aded 150 eş-Şüveyfî tâ’ifesi olarak bunlar dahi Şâviye'dir. Oradan Zôrabhôz nâm mahalle kadar hâne/aded 100 Kufeyfân tâ’ifesi olarak bunların dahî ekserîsi Şâviye ve cüz’î mikdârı mi'dândır. Oradan Tâc nâm mahalle değin hâne/aded 70 Zükûk tâ’ifesi olarak cümlesi Şâviye'dir. Oradan Uveyyen nâm mahalle varınca hâne/aded 100 Menâsîr tâ’ifesi olarak bunlar dahî Şâviye'dir. Oradan Selman-ı Pak hazretlerinin türbe-i şerîfine kadar hâne/aded 300 Nefâfişe tâ’ifesi olarak cümlesi bedevîdir. Ve Şemmer Tûka şeyhlerinin kendüleri bu tâ’ifedendirler. Diğer aşâyir bahsinde dahî hâme güzâr-ı iş'âr olduğu vech üzere bu aşîrette ve ba'zan piyâde ve süvârî ve develi olarak Dicle'yi mürûr edüp meskenlerinin karşularında Cezîre üzerinde ve ba'zan Cezîre’den Fırat nehrini dahî ubûr edüp Şâmiye taraflarında çapula gidüp rast geldikleri kisânın hânelerini yakarak [108] mâl ve hayvânlarını bi’l-iğtinâm yerlerine gelirler ve böyle çapula gidişe gazv ıtlâk iderler. Çöllerde yem yiyecek bulunmadığından ve deve kısmı açlık ve susuzluğa sâ’ir hayvanlardan ziyâde tahammül eylediğinden başka

Last edit over 3 years ago by serraokumus
Displaying pages 21 - 25 of 239 in total